Daha önceden sezaryen doğum yapmış bir gebenin tek seçeneği yine sezaryen olmak değildir. Diğer
alternatifi yeniden normal doğum denemek olabilir. Bu belirli şartlarda ve önceki doğuma göre
risklerin de biraz daha arttığı bir durumdur. SSVD 80’li yıllarda yurt dışında gündeme gelmiş fakat
gelişen komplikasyonlar nedeniyle kullanımdan kalkmıştı. Fakat günümüz şartlarında ilk sezaryenin
tekniğinde olan iyileşmeler nedeniyle ve SSVD denemek için konulmuş olan belirli şartlar varsa tekrar
normal doğum denenebilir.

Öncelikle hekim ve gebe arasında SSVD iyice konuşulmalı ve önceki sezaryenin nedenleri
irdelenmelidir. Kemik pelvis yapısının (halk arasında çatı) zorluğu veya iri bebek öyküsü olanlarda
Sefalopelvik distosi dediğimiz neden yeni gebelikte de tekrar edebilir ve mecburen sezaryen doğum
tercih edilebilir. Ayrıca önceki sezaryende yapılan kesi rahim üzerinde dik açı ile yapılmışsa,
çoğunlukla myom nedeniyle yapılmış rahim ameliyatları varsa, makat gelişler ve ikiz gebeliklerde
riskler artar, SSVD denememek gerekir.

SSVD de en çok korkulan komplikasyon ise Uterin Rüptür’dür. % 1 oranında görülür. Rahim üzerinde
daha önce kesi yapılan yerden normal doğumun kasılmaları nedeniyle oluşan yırtılmaya rüptür denilir
ve öngörmek mümkün değildir. Bu durumda acil olarak sezaryen yapılması gerekir. Çünkü annede iç
kanama ve bebeğin plasenta aracılığı ile beslenmesinde dolayısı ile kalp atışlarında zayıflama olabilir.
Rüptür kendini bazen belli dahi etmeyebilir. En ideal şartlarda dahi rüptür oluştuğu anda sezaryen
yapsanız dahi bebek kaybedilebilir.

SSVD başarılı olma oranı farklı çalışmalarda % 70 olarak görülmüştür. Aile tüm riskleri kabul ederek
SSVD tercih etmeli, oluşabilecek komplikasyonlarda böyle olacağını bilmiyorduk dememelidir. SSVD
için şartlar uygunsa ve hastane de seçildikten sonra riskler, tedbirler konuşularak doğum planlanır.
Oranlardan da görüldüğü gibi başarılı olma oranı yüksektir fakat doğum eylemi sırasında gelişebilecek
riskler anında değerlendirilmeli ve sezaryen gerekiyorsa inat edilmemelidir.