Normal ya da sezeryan ile doğum sonrasında ki ilk 40 güne (6 haftaya) lohusa dönemi diyoruz. Bu dönemde anne fiziksel ve ruhsal açıdan ciddi değişiklikler yaşar. Gebeliğin başlangıcından itibaren farklı dönemlerde farklı değişiklikler ve zorluklar yaşayan anne, artık kendisine bağımlı bebeğini de düşünmek zorundadır. Bu nedenle hem annenin hem de bebeğinin lohusa dönemini güzel geçirmesi önemlidir.

Lohusa döneminde anne de olan fiziksel değişiklikler:

Doğum sonrasında rahim günler içinde küçülmeye başlar, iki hafta sonra karından elle hissedilemeyecek kadar küçülmüş olur. Gebelikte alınan kilolar verilmeye ve vücut gebelik öncesi döneme döner. Şişlikler, ödem azaldıkça ellerde uyuşma ve kramplarda azalır.

LOHUSANIN RUTİN MUAYENELERİ:

Kadın doğum uzmanı tarafından doğum sonrası sezeryan ve normal doğum kesileri, sütürleri ve rahmin ne kadar küçüldüğü takip edilmelidir. Annenin yeni bir gebelikten nasıl korunabileceği bu dönemde planlanır. Lohusa dönemi hakkında bilgilendirme ve ne gibi durumlarda hastaneye gelinmesi gerektiği anlatılır. Bu dönem de herhangi bir sorun olmamış ise doğum sonrası 6. haftadan itibaren cinsel ilişkiye izin verilir.

SÜTÜRLER(DİKİŞLER):

Normal doğum ve sezeryan sonrasında 1. haftada dikişlerin kontrolü ve (sezeryanda) alınması gerekir. Ayrıca bebeğiniz de 5-7. Günler arasında kontrole çağrılır. Normal doğum sırasında epizyo dediğimiz bilinçli kesiler ve doğum sırasında vajina bölgesinde oluşabilen yırtıkların tamiri için dikiş atılması gerekir. Bu dikişlere olan hassasiyete karşı lokal anestezi etkisi olan kremler ve oturma banyoları yapılması faydalı olur. Bu hassasiyet birkaç hafta içinde kaybolur. Sezeryan ile doğum yapanlarda ise kesi ve dikişler bikini bölgesindedir, birkaç ay boyunca dokunma ile hissizlik olması normaldir, 3. gün ile birlikte ayakta duş alınabilir, yara ovalanarak yıkanabilir fakat duş sonrasında temiz ve kuru tutmak gerekir. Normal doğumda ise doğumdan bir gün sonra banyo ya da duş yapılabilir. Sezeryan ve normal doğumda dikiş bölgelerinde olan ağrıların 1-2 hafta boyunca sürmesi normaldir. Gerekirse hafif süte geçmeyen ağrı kesiciler kullanılabilir.

LOŞİ:

Doğumu takip eden günlerde bu günlere özgü ilk 3 gün parlak kırmızı, 4-5 gün sonra sarı-pembe ve 7-8 gün sonra beyaz renkli olan bu akıntıya loşi denir.  Bu dönemde rahim ağzı açık olacağından tampon kullanmamak, günlük hijyenik ped kullanmak gerekir. Akıntıdan dolayı petleri sık sık değiştirmek gerekebilir, tuvalet ihtiyacını takiben önden arkaya antiseptik solüsyonlarla temizlik gerekir. Aşırı miktarda kanama oluyorsa rahim içinde plasenta dokusu kalmasından ya da özellikle kötü kokulu akıntıyla birlikte olduğunda enfeksiyondan şüphelenilir. Bazen ateş ve karın ağrısı da buna eşlik edebilir. Bu bulguların süt ateşinden ayırt edilmesinde fayda vardır.

 

SÜT:

Lohusa bir annenin en büyük kaygılarından biri sütün bebeğe yetip yetmeyeceği ya da bebeğin memeyi alıp almayacağıdır. Bu kaygıları gidermek için hastanemizin bebek hemşireleri tarafından emzirme teknikleri annelere tanıtılır. İlk günler bebeğiniz yeni yeni emmeyi öğreneceği ve sütünüzün az geleceği bir dönemdir. Bebeğinize doğru yolla süt vermeye çalıştığınız da ise günler içinde hızla süt miktarı ve bebeğin emme gücü çoğalır. Bu dönemde bol sıvı tüketilmesi ve gerekirse doktorunuzun bazı önerileri ile süt miktarı artırılabilir. Ayrıca her iki memeden dengeli şekilde süt verilmelidir. Emzirme sırasında normal olarak ani terlemeler olabilir, ılık duş ve konforlu giysiler sizi rahatlatır.

Bebeğin emmesinin ardından memede halen sertlikler ve hassasiyet varsa, pompa ya da elle boşaltılarak buzdolabında saklanıp sonradan kullanılabilir. Memeye ise ılık havlu ya da duş ile masaj yapılmalıdır. Memelerde fazla süt birikimine izin verilirse süt kanalcıkları boşalmadığı için yeni süt üretimi azalabilir. Meme başı emzirme sonrasında temizlenmeli ve doktorunuzun vereceği kremleri kullanmalısınız. Meme başı çatlakları oluşur ise önce süt verirken ağrı hissi duymaya başlarsınız ve ardından da bu çatlaklardan enfeksiyon başlayabilir. Annede üşüme titreme ile başlayıp memede abseye kadar ilerleyebilir. Enfeksiyon oluşmuş ise süte geçişi olmayan antibiyotikler ve ağrı kesiciler kullanılarak, süt verilmeye devam edilebilir.

İLAÇ KULLANIMI:

Annede gebelik öncesinde bilinen ya da gebelik sırasında ortaya çıkan hastalıklar nedeniyle ilaç kullanılması gerekebilir. Bu durumlarda anne süt verirken de ilaç kullanacağı için bu ilaçların süte geçişi olmayan ve gerekli hallerde süte az geçenleri tercih edilmelidir.

DOĞUM SONRASI KİLOLAR:

Normal ya da sezeryan doğum sonrası gebelikte alınan kiloların verilmesi bir süre içerisinde olur. Hemen birkaç gün içinde düzelme olmaması normaldir, zaman içerisinde belli ölçülerde diyet ve egzersiz ile birlikte doğru zamanda kilolarınızı verebilirsiniz.

TUVALET SORUNLARI:

Doğumdan sonra idrar yolları enfeksiyonları sık görülür, idrar yaparken ağrı yanma meydana gelir. Özellikle normal doğum yapanlarda doğum eylemi sırasında idrar torbası ve sinirleri zarar görebileceğinden idrar yapmakta zorluk yaşanılabilir. Bu şikayet zamanla kendiliğinden geçer ama bu süreç içerisinde genital bölgeye ılık su tutulabilir. İdrar tutamama şikayeti gelişirse panik olmadan beklenildiğinde çoğunluğunun kendiliğinden geçtiği görülecektir. Ayrıca gebelik sırasında sık rastlanan problemlerden biri kabızlık ve hemoroiddir. Bu durumlarda bol sıvı almak, lifli gıdaları tercih etmek ve gerektiğinde lokal etkili ağrı kesicileri kullanmak gerekir. Lohusalık döneminde de bu sorunlar devam ederse genel cerrahiye danışmak yerinde olacaktır.

DOĞUM SONRASI DEPRESYON:

Lohusaların %70-80de lohusa üzüntüsü, %10 kadarında da depresyonu görülür. Çok sık olmasa da doğum sonrasında annede nedeni açıklanamayan ağlama dönemleri olabilir. Doğum sonrası hormonal değişiklikler nedeniyle olur ve kendiliğinden geçer. Gebelik sırasında anneye bu yönde verilen bilgi ve eğitimler depresyonun oluşumunu engeller. Lohusalık üzüntüsü daha sık görülmesine rağmen daha da çabuk geçer, bu dönemde çevreden destek görmesi ve güvenilebilecek birine bebeği bırakıp dışarıya çıkabilmek anneyi rahatlatır. Lohusalık depresyonunda ise anne de sürekli ağlama, içinden hiçbir şey yapmanın gelmemesi, dikkat toplayamamak, kararsızlık, çok fazla ya da az uyumak, çok fazla ya da az yemek, değersiz hissetmek, çevreden hatta bebekten kendini soyutlamaya kadar gidebilir. Bu durum anneden daha çok çevresindekiler tarafından hissedilir ve bir psikiyatristten destek almak gerekebilir.

UYKU:

Yenidoğan bebeğinizin uyku ve beslenme düzeni ya da düzensizliği annenin ve tüm ailenin uyku düzenini etkiler. Yoğun bir dönem olduğu için anne her fırsatta dinlenmeye uyumaya çalışmalıdır. Özellikle bebeğin uyuduğu saatlerde annenin de dinlenmesi tavsiye edilir. Ev işleri ve bebeğin bakımı konusunda aile ve çevrenin yardımı bu dönemde çok önemlidir.

CİNSELLİK:

Sorunsuz geçirilen bir lohusalık döneminden sonra cinsel hayata izin verilebilir. Lohusalık süresince ve bitiminde yapılan kadın doğum kontrollerinde gebelikte ve doğumda büyük değişim geçiren organ ve yapıların normale döndüğünden emin olmak gerekir. Aşırı yorgunluk, isteksizlik, stres, doğum sonrası korkuları olduğunda acele edilmemelidir, zamanla bu korkular ve engeller kendiliğinden geçecektir. Korunma yöntemleri bu sırada karar verilebilir ve uygulanabilir. Süte geçişi olmayan doğum kontrol hapları, rahim içi araç (spiral) ya da kondom ile korunma yöntemleri en çok tercih edilenlerdir.